Tarih boyunca, değişik kültürlerde zeytin barışın ve umudun temsilcisi olmuştur ve bazılarınca zeytin ağacı ve meyvesi kutsal kabul edilmiştir. Bu nedenle insan yaşamının ilgisini çok az şey zeytin kadar çekebilmiştir. Geçmişi günümüzden 10 bin yıl öncesine dayanan zeytin, yunanlı sporculardan, azizlere ve ilk hekimlere kadar eski tarihin tanrı ve tanrıçaları tarafından kutsal sayılmak suretiyle birçok efsanenin de kaynağı olmuştur. Adem ölümünden önce tanrıdan merhamet diledi ve bunun için oğlu Şit' i görevlendirdi. Şit cennet bahçesindeki iyilik ve kötülük ağacından üç tohum aldı ve babasının ağzına koydu. Babası gömülünce tohumlar yeşerdi ve bu tohumlardan zeytin ağacı, sedir ağacı ve servi büyüdü.
Geçmişten günümüze kadar uzanan geleneklere baktığımızda zeytin ağacının yaprakları zafer, akıl, ve barışı simgelemiş, bir zeytin dalı ile Nuh' un gemisine geri dönen güvercin, o büyük sel felaketinin sona erdiğine işaret sayılmıştır. Gerek tarih ve gerekse günlük yaşamdaki yeri bakımından içinde bulunduğumuz coğrafya dışında zeytinin tarihi izlerini bu denli görmek mümkün değildir.
Zeytinin orijini konusunda iki görüş vardır: birincisi, zeytinin ilk olarak Ege, Anadolu'nun Akdeniz kesimleri, Suriye ve Lübnan' da ortaya çıktığı, ikincisi ise orijininin Mısır, Kuzey Afrika'nın Atlas dağları kesimleri olduğudur. Asur'lular ve Babil' lilerin yarattığı Mezopotamya medeniyeti zeytinle tanışıyordu, hatta bunu bir ticaret aracı olarak bile görüyorlardı. Urla' da, Çeşme' de yapılan kazılarda bulunan kap kaçakların zeytin ve zeytin ürünleri yapımında kullanıldığı ve tarihinin milattan önce 3. yüzyıla uzandığı görülmektedir. Kazılardan çıkan bir başka sonuç zeytin endüstrisinin en az beş bin yıllık olduğudur. Helenistik devirde zeytin ağacı kutsal sayılıyordu ve zeytin ağacını kesenler ölümle cezalandırılır ya da sürgüne gönderilirdi
Urla' da bulunan, zeytin saklama ve taşıma amacıyla kullanılan amforalara Karadeniz' deki kolonilerde ve başka bir takım lokasyonlarda da rastlanması zeytinin aynı zamanda bir ithalat ve ihracat ürünü olduğunu göstermektedir. Ticaretinin yapılması için Akdeniz' de özel gemiler yaptırılıyordu. Zeytincilik zamanla yayılmış ve Avustralya, Güney Afrika ve Çin gibi iklimin ve toprağın müsait olduğu her yerde, yapılmaya başlanmıştır.
Kur' an-ı Kerim' de zeytinden söz ediliyor. Kur'anda bu zeytin ağacının Sina dağı' dan dan geldiği, meyvelerinden yağ elde edildiği ve bu yağın yemeklere lezzet vermek için kullanıldığı yazılıdır. Zeytin ağacının yetiştirilmesi ve bakımı oldukça zordur ama zeytin ağacı bu emeğin karşılığını cömertliğiyle öder. Belki de zeytinin barışın sembolü olması da bu yüzdendir. Dünyada yaklaşık 10 milyon hektar alan üzerinde 900 milyonu aşkın zeytin ağacı olduğu ve bunun % 98' inin Akdeniz ülkelerinde yoğunlaşmış durumda olduğu bilinmektedir. Ülkemizde ise eldeki tarımsal istatistikler tam anlamıyla güncel olmamakla birlikte yaklaşık 90 milyon adet zeytin ağacı olduğu söylenebilir. 2000/2001 sezonu Ege Bölgesi zeytin ve zeytinyağı tahmini rekolte verilerine göre ülkemizde yaklaşık 80 milyon adet meyve veren 7 milyon adet de meyve vermeyen zeytin ağacı bulunmaktadır
Dünya zeytinciliğinin merkezi olan Akdeniz havzasının doğusunda yer alan ülkemizde zeytin Ege, Marmara sahillerimiz başta olmak üzere tüm sahil şeritlerimizde ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yetiştirilmektedir. Çanakkale' den Muğla' ya kadar uzanan Ege Bölgesi, ülkemiz zeytinciliğinin en önemli bölümünü oluşturmaktadır. Yaklaşık 400 bin ailenin doğrudan geçimini sağladığı ve 8–10 bin kişinin ise gelirine dolaylı katkıda bulunduğu dikkate alınırsa, zeytinciliğin önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Ülkemizde zeytin üretiminde % 80.5 ile Ege Bölgesi birinci sıradadır. Bölgemizi, % 11.8 ile Akdeniz, % 6.1 ile de Marmara Bölgesi izlemektedir. Dünya'da en önemli zeytin üreticisi ülkeler arasında İspanya, İtalya, Yunanistan, Portekiz, Tunus, Türkiye, Suriye, Fas ve Cezayir sayılmaktadır.
2000/2001 sezonu Ege Bölgemiz rekolte çalışmaları sonuçlarına göre; yaklaşık 64 milyon adet meyve veren, 4 milyon adet meyve vermeyen ağaç olduğu, ağaç başına ortalama 18.5 kg zeytin verimi ile 1 milyon adet zeytin tanesi alınacağı, bunun 225 bin tonunun sofralığa, 950 bin tonunun yağlığa ayrılacağı ve 170 bin ton zeytinyağı üretilebileceği anlaşılmaktadır. Ülkemizin diğer bölgelerinin de rakkamları dikkate alındığında ulaşılabilecek zeytinyağı üretim tutarı 225 bin ton olabilecektir.
Zeytinyağı
Zeytinyağı bir çok dinsel törenlerin yağ lambalarına, geleneksel ve kutsal mekanlara kadar görkemli dinsel ayinlerde önemli bir yer tutmuştur. Zeytinyağı insanoğlunun tarım devriminde ürettiği ilk ürünlerden birisidir. Zeytinyağının gençlik ve güç kaynağı olduğu inancı her zaman çok yaygındı. Eski Mısır, Yunan ve Roma' da çeşitli çiçek ve otlar ile zeytinyağı karıştırılarak çeşitli ilaç ve kozmetikler elde ediniliyordu. 15. yüzyılda İspanyol papazlar zeytin ve zeytinyağını Orta ve Güney Amerika' ya daha sonra da Kaliforniya' ya taşıdılar.
1970' lere kadar Akdenizli olmayanlar için zeytinyağı, uzunca bir süre, kendine özgü yöresel yemeklerde kullanılan ya da marketlerin "otantik" özel yiyecekler bölümündeki raflarda kaybolup giden uzak doğu ülkelerinin büyüsü demekti.
Akdeniz mutfağında yemeklerin hemen hepsinin zeytinyağı ile piştiği anlarda, batılılar zeytinyağıyla genellikle restoranlarda tanışıyordu. 1970' lerde yapılan bir araştırma sayesinde zeytinyağı önem kazandı. Araştırma, batılılar arasında kalp hastalığına en az yakalananların Akdenizliler olduğunu ortaya çıkarmıştı. Akdenizliler' in bol miktarda tükettiği zeytinyağının bunda bir payı olduğu düşünüldü. Gençlik ve ergenliğin vücudun daha çok kaliteli gıdaya ihtiyaç duyduğu dönem olması ve zeytinyağı kullanımının burada iyi bir tercih görülmesi, yaşlılıkta ise kalsiyum kaybını önleyerek kemik erimesine engel olması, hamilelikte, içinde bulunan yağ asitleri hücre ve sinir sisteminin oluşturulmasında önemli bir etken teşkil etmesi, damar sertliğinin önlenmesine yardımcı olan "iyi yağ" oranı ve antioksidanlar açısından zengin bulunması zeytinyağı kullanımını arttırdı.
Böylelikle; 1980' lerden sonra, batı ülkelerinin zeytinyağı tüketiminde çok büyük bir talep patlaması oldu. Tüketiciler artık bilinçli beslenmeyle önem vermekte, katkı maddesi içermeyen doğal ürünleri tercih etmekteydiler. İnsanlar "daha doğal" besin kullanımını keşfettikçe, zeytinyağı da bundan payına düşeni aldı.